28 Eylül 2011 Çarşamba

Ertelemeye son


Ne çok şey erteliyoruz farkında mısınız?
Oysa "bir işe başlamak, bitirmenin yarısı" sözleriyle büyüdük hepimiz.
Ama başlamak için popoyu kaldırtacak yolu kimse anlatmadı bize!

Eylül ayını bitirmeden soğuk almayı başarmış biri olarak, evde dinlendiğim bugün, bu mevzuya takılmış webi kurcalıyordum. zenhabits.net’in yaratıcısı Leo Babauta’dan ertelemeler konusunda yazdığı uygulaması son derece kolay bu yöntemi okudum. Konuyla ilgili bir deneme yapıp da bir haftadır oyalandığım bazı konuları hızla bitirdiğimi görünce, yazıyı sizinle paylaşmadan edemedim.
Aşağıda çevirisini yaptım, orjinali için: http://zenhabits.net/tada/ 


Leo Babauta'dan ertelemeleri bitirmenin kolay yolu

“Bu makaleye ilk baktığınızda içinizdeki ses; “Sonra okurum" diyecektir.
ONU DİNLEMEYİN!
İçinizdeki “bir başka işe geçme” dürtüsünden kurtulun. Bunu şimdi okuyun..
Sadece 2 dakikanızı alacak ve sayısız saatinizi kurtaracak.

Ertelemeyi bitirmek üzerine bir kitap yazmış olsam da o kadar kolay bir teknik geldi ki aklıma; bunu sizinle paylaşmak istiyorum. Hepimizin bu erteleme belasından kurtulması inanılmayacak kadar kolay. Her şeyde olduğu gibi bunda da biraz pratik gerekli.
 
Hadi şimdi deneyin:
Bugün yapmanız gereken en önemli şeyi belirleyin

Bu şeyin sadece küçücük bir bölümünü (sadece bir dakika, hatta 30 saniyelik ilk bölümü) yapmaya karar verin. Bir işe başlamak dünyadaki en önemli şey!
Dikkat dağıtan her şeyi temizleyin.
Her şeyi kapatın (müzik, TV vb). Tüm programları sonlandırın.
Sadece siz ve işiniz olmalı orada, başka bir şey değil.

Oturun ve başlamayı düşünün. Bütün işi bitirmeyi boş verin sadece başlangıca odaklanın.
 
Zihninize dikkat edin, muhtemelen size başka işlere geçmenizi söyleyecektir. Facebook’a, twitter’a, epostalara ya da hep takip ettiğiniz o web sitesine bakmak için içinizde kışkırtıcı istekler belirecek. Belki önce bir oyun oynamak ya da bir telefon etmek veya başka bir şey yapmayı arzulayacaksınız! Bu dürtülerin farkına varın.

Kıpırdamanıza gerek yok! Dürtüleri fark edin, hareketsiz oturun ve bırakın geçip gitsinler. Dürtüler çok yoğun ve güçlü bir şekilde ortaya çıkarlar, sonr da sünerler, dalgalar gibi. Her birini bırakın geçsinler..

Aynı zamanda zihninizin söz konusu işi yapmamak üzere mantıklı gerekçeler uydurmaya başladığının da farkına varın. Bu kendini rasyonelize eden düşüncelerin de geçmesine izin verin.

Şimdi başlamak için küçük bir hareket yaratın. Olabildiğince ufacık bir adım…

Siz başlayın, gerisi gelecektir."

13 Eylül 2011 Salı

Yöneticilerin söylediği otuziki aptalca şey!


"Patronum aptal yazıyı değiştirmemi istedi, ben de değiştirdim."

Bir kısmı eşten dosttan bir kısmı da web'den derlenmiş 32 zırva aşağıda... Hepsi de yönetici ve patronlar tarafından gerçekten söylenmiş cümleler...
Sizin aklınıza gelenler olursa paylaşmayı ihmal etmeyin ki biraz eğlenelim! :)
  1. “Buradaki tek beyinsiz ben miyim?”
  2. “Önerdiğim plan muhtemelen işe yaramayacaktır ama başkalarının önünde benimle ters düşme, olmaz mı?”
  3. “Onları sadece daha sert görünmek için söyledim. İlerleme kaydetmek adına imajımı yeniliyorum.”
  4. “E-postalarımın çalışmadığını söylemek için size e-posta göndermeyi denedim ama e-postalarım çalışmıyordu.”
  5. “Eğer zamanlamalarını tutturduysan planlaman yeterince agresif değil demektir, eğer zamanlamanın gerisindeysen ise aylaklık ettiğini düşünürüm."
  6. "Sendikaya ne ihtiyacın var ki? Biliyorum, saat başına vurduğunda fazla para vermiyorum sana, ama saat babında çok zaman veriyorum. Daha çok kazanmak istiyorsan daha fazla mesai yapabilirsin. Sendika senden o esnekliği alacaktır.”
  7. “Senin kanaatinin son kararım üstünde bir etkisi olabileceğine dair bir izlenim verdiysem kusura bakma.”
  8. “Uzun mesafeli iletişim faturalarımızda büyük artışlar söz konusu arkadaşlar. Bundan böyle lütfen uzun mesafeli telefon görüşmesi, fax yazışması ve e-posta kullanımlarında tutumlu olmaya özen gösterin.”
  9. “Satış maliyetlerimizin daha büyük satışlarda arttığını tespit ettim. Bu eğilimi tersine çevirmek için ne yapabiliriz?”
  10. “Bu departmanda eksik olan şey liderlik!”
  11. “Endişelenmeyin ve denemekten vazgeçmeyin. Başarısızlık, tenzili rütbe ve işinize son verme haricinde korkacak bir şeyiniz yok ki!"
  12. “Yeni bir şirket arabası alıyorum. Satıcıyı ara ve teslimatı gelecek çarşamba günkü işten çıkarmalardan sonra yapmasını söyle. Duyarlı görünmekte fayda var.”
  13. “Raporunda müşterilerimizin % 65'inin yurt dışında bulunduğu yazıyor... Peki geri kalan müşteriler nerede yaşıyor? Bundan böyle raporundaki detaylara daha çok dikkat etmeni istiyorum.”
  14. “Bu reklam kampanyamızda odağı kaybetmemeliyiz. Odaklandığımız nokta eee... Dünya çapında olsun!”
  15. “Departmanımdaki ikramiyeler, liderliğime minnettarlık gösteren takım arkadaşlarımıza gider.”
  16. “Bu konuda seni zorlamak istemem. Kendiliğinden kabul edersen daha rahat ederiz.”
  17. “Aslında ben kararımı çoktan verdim ama senin konuyla ilgili söyleyeceklerini duymak için can atıyorum.”
  18. “Bi daha sefere bana önemli bir sesli mesaj bıraktığında adam gibi beni ara da mesaj bıraktığını söyle, olmaz mı?”
  19. “Bu konuda adalet, benim kurallarıma göre eşit şekilde uygulandı.”
  20. “Evet departmanımda bir iletişim tıkanıklığı yaşanıyor ama bu konuda konuşmak istemiyorum!"
  21. “Arkadaşlar çok sayıda verimsiz toplantı yapıyoruz... Lütfen gelecek perşembeyi bu konuya ayırın; tüm çalışan ve personelin konuyu tartışmak üzere toplanmasını istiyorum.”
  22. “Araştırma raporunun ne dediğini ben de biliyorum ama bu kez içgüdülerimle ilerlemek niyetindeyim, anlaşıldı mı?”
  23. “Tek adam olmak gibi bir kaygım yok ama olan biten her şeyden haberdar olmak istiyorum."
  24. “Eveet, ağlak şikayetçi sürüsü! Neymiş bu çalışanlara kötü davranan yönetici hikâyesi?"
  25. “İyi bir lider olduğumla ilgili en ufak bir şüphem yok ama bu departmanın da bir zahmet, lideri nasıl takip edeceğini öğrenmesi gerek."
  26. “Benden daha fazla haklı çıkman, benden daha iyi yönetici olacağın anlamına gelmez!"
  27. “Departmanımda her şeyi demokratik şekilde hallolur... Böyle yönetirim ben burayı.”
  28. “Bir fikrin varsa önce benle tartışacaksın konuyu... Eğer o fikrin iyi bir fikir olduğunu hissedersem, diğerlerine bunu ben söylerim. Söylediklerinden benim kazanç sağlamamı öğrenmen önemli... "Takım Çalışması" dediğin şey de bu değil mi zaten?”
  29. “Valla siz olmasaydınız ben bu departmanın en parlak yıldızı olurdum.”
  30. “Ne yani, sadece benim fikrimden iyi diye mi kendi fikrin olsun istiyorsun?”
  31. “Yahu, senin maaşının sektör ortalamasının bayağı altındaymış, yeni fark ettim. Bu yüzden ünvanını değiştiriyorum; artık Jr direktörsün.”
  32. “Senin önerini fırlatıp attım, öneri yapılacaksa onu müdürler yapar.”

Yeni sezon başlıyor!

Ne tatil ne sinema ne TV ne de alışveriş sezonu söz ettiğim...
İş sezonundan bahsediyorum...
İsterseniz ofis mevsimi de diyebiliriz.


Tatil, deniz, sıcak güneş... Biliyorum, hepsini şimdiden özleyenler çoğunlukta; ne de olsa Akdeniz ve Ege bulaşıyor kanımıza; seviyoruz sıklıkla tembellik etmeyi. Hadi gelin daha önce yapmadığımız bir şey yapalım: Hem yazı harika bir biçimde noktalayalım hem de ofis mevsimine bomba gibi bir başlangıç yapalım...
Nasıl mı? Bir "Mini Ödev" gerçekleştirerek!


Mini Ödev


Ödevi verecek olan da yapacak olan da sizsiniz:
- Uzun zamandır görmediğiniz dostlarınızla toplanıp eğleneceğiniz ufak bir parti/yemek organize edebilirsiniz.
- Ne kadar zamandır kartpostal göndermiyorsunuz? Üstünde ilginç görsellerin olduğu kart postallar gönderip "network"ünüzdekilere iş sezonu öncesi hem kendinizi hatırlatabilir hem de bu keyifli sürprizle onları şaşırtabilirsiniz.
- Hafta sonu yakınlarda bir yere; yapmadığınız bir şeyi yapmaya (balık tutmak, trekking, bisiklet vb) gidebilirsiniz.
- Ofisteki arkadaşlarınıza bir dolu kurabiye, tatlı veya pastayla gidip ortamı hareketlendirebilirsiniz.


Ben ne mi yapıyorum?


Hafta sonuna harika bir biçimde giriyorum:
- Perşembe akşamı, yakın arkadaşım Metin Karaşahin'le  JCI'ın bir organizasyonuna katılıp yeni insanlarla tanışıyorum...
- Cuma günü TurkMax televizyonunda Her Şey Tadında programında Jess Molho ve Sena Keçeli'nin konuğu oluyor ve hayatımızın en önemli konusu olan ilişkiler üzerine konuşuyorum. Kadın erkek ilişkilerinden ofisteki ilişkilere kadar her ilişkimizde neler olduğunu kurcalıyoruz beraber.
- Cuma akşamı şifacıdan koça, yoga öğretmeninden diyetisyene kadar harika insanların bir arada olduğu bir partiye katılıyorum.
- Hafta sonu ise gelecek hafta sizlerle birlikte olacağım "KOÇumBENİM" seminerinin üstünden geçip, son rötuşları yapıyorum!


Ben yazdan güze dönen, yazlıklardan ofislere taşındığımız bu Eylül'ü hatırlanır ve kıymetli kılmak üzere birkaç şey birden yapıyorum. Siz de size uygun bir "unutulmaz" yarattığınızda bunu size neden önerdiğimi, böylesi eylemlerden neler kazanacağınızı çok iyi anlayacaksınız!


Haydi, hemen şimdi başlayın: Kendinize ödev verin, teslim tarihini belirleyin ve harekete geçin!

9 Eylül 2011 Cuma

Daha verimli bir hayat !

Büyütmek için resmin üstüne tıklayınız.


Seminer Adı :
“KOÇumBENİM!”
Tanım :
Kişilerin hayatlarına koçluk becerilerini katarak; zamanı, parayı ve 
ilişkilerini daha verimli kullanmalarını sağlayan; hem profesyonel hem 
de özel ilişkilerinde daha yapıcı olmalarına yol açan düşünce ve 
davranış biçimlerini benimsemelerine yardımcı olan bir eğitim semineri.
İçerik :
Temel koçluk becerilerinin kişisel hayatta bir koça ihtiyaç duymadan 
nasıl kullanılacağına dair davranışsal değişim önerileri.
Faydası :
Daha verimli, daha huzurlu, daha tatmin edici, daha mutlu bir hayat.
Süre :
12 saat (24 ve 25 Eylül'de 6'şar saatlik 2ders ve 1, 8 ve 15 Ekim'de 4'er saatlik 3 ders şeklinde ilginize sunulmuştur.)


Kayıt için sevgili dostum Hande Akın'a akinhande@gmail.com'dan ulaşabilir ya da benimle bağlantıya geçebilirsiniz.


İlginiz için teşekkürler.

2 Eylül 2011 Cuma

Bırak artık babacım, niye hâlâ taşıyosun?! :)




İki keşiş uzun bir yolculuk sırasında çağlayan bir nehrin kıyısına gelmişler. Tıpkı onlar gibi yoluna devam etmek için karşı kıyıya geçmek zorunda olan genç bir kadın görmüşler. Kadın elbiselerini ıslatmadan nasıl karşıya geçeceğini bilemiyormuş.
Keşişlerden biri, müsaade istemiş ve genç kadını taşıyıp nehrin karşı tarafına geçirmiş.

Bir saat kadar konuşmadan ilerlemiş keşişler...
Nihayet arkadaşının kadını taşımasına çok şaşırmış olan diğer keşiş dönüp arkadaşına sormuş:
"Biz bakiriz! Bırak bir kadına dokunup onu taşımayı, onlara bakmamız bile yasak.
Nasıl böyle bir şey yapabildin, nasıl?!"

Diğer keşiş cevap vermiş:
"Ben o genç kadını bir saat önce bıraktım. Sen neden hala taşıyorsun?"

Fıkra gibi geliyor kulağa ama ne kadar doğru değil mi?
Elbette sorumluluklarımız var ama o sorumlulukları her dakika ve hayatın her anına taşımak akıllı insanın yapacağı şey değil... Zaman zaman sorumluluk ve kurallarınızı esnetmeyi ve eğlenmeyi ihmal etmeyin ki kafalar üşütmesin, Allah muhafaza!